Bir gün M. Fethullah Gülen Hocaefendi, “Bu Hizmet’i kabre götüreceksiniz.” buyurunca bu söz üzerinde düşündüm ve vicdanen kendimi sorumlu hissetmeye başladım. Bir taraftan “Acaba Hizmet’i anlatalım derken kendimizi mi anlatırız?” düşüncesi ruhumu sarıyor, bir taraftan da kendimi bu işe layık görmüyordum. Zira Hizmet’i Allah rızası için yapmamız gerekiyordu. Bunun yanında gelecek nesillerin istifade edebilmeleri için binbir zorlukla elde edilen tecrübeleri onlara intikal ettirmek de bir sorumluluk gerektiriyordu. Hiçbir zaman böyle bir niyetim olmadığı için önceden tespit edilmiş herhangi bir notum da yoktu. Bu ikazlardan sonra 50 yıllık hizmet hayatımdan aklıma gelenleri kaleme almaya çalıştım. İlkokul ve Kur’ân kursu, hafızlık dönemlerimden de önemli bazı şeyleri buraya dâhil etmeyi uygun gördüm. Gelecek nesillerimize bir “yâd-ı cemil” olur düşüncesiyle, sorumluluktan kurtulmak, en önemlisi dâr-ı bekaya intikal neticesi, hayır dualara mazhar olabilmek için hatırlayabil- diğim kadarıyla hatıralarımı kayda almaya çalıştım.
Mehmet Ali Şengül