Fethullah Gülen Hocaefendi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaklaşık yarım asırdır tanıdığı, bildiği bir ilim, irşat ve aksiyon önderidir. Hocaefendi, senelerce Diyanet’in bir vaizi olarak görev yapmış, ülkenin en büyük camilerinde, en geniş katılımlarla insanlara manevi değerleri anlatmanın yanında pek çok eser de ortaya koymuştur. Diyanet, bu süre zarfında onun inanç, düşünce ve aksiyonunun dinin ruhuna uymadığı yönünde herhangi bir görüş bildirmemiştir. Tenkit etmek bir tarafa, Hocaefendi’nin düşünce ve hizmetlerini sözlü ve fiilî olarak takdir ve tasvip etmiştir. Görünen o ki Diyanet, kendi geçmişini inkâr ederek, itibarını yerle bir etmeyi göze alarak, dinî ve ilmî kriterleri bir kenara bırakarak siyasi gücün talimatını yerine getirmek zorunda kalmış, alelacele bu raporu hazırlatmıştır. Peşin hükümlerle ve çok yönlü bir “ultra cımbızlama mühendisliği” ile hazırlanan bu rapor, gerçeklerin nasıl tahrif edildiğini göstermesi açısından da ibretâmiz bir belge olarak tarih sahnesinde yerini alacaktır.