“Hasbünallahü ve Ni’mel Vekîl” dedi içinden. Kendisini, bu kuşatıcı sözün sırlı atmosferine bıraktı. Yüce tasarrufa teslim oldu. İmtihanlarla dolu dünyada, yeni bir imtihanın başlıyor olduğunu iliklerine kadar hissetti. Belli ki Rabbi, kendisine yepyeni bir dünya kuruyordu. Burası onun için, hayatını tekrar tekrar mihenklere vurup sımsıkı eleklerden geçireceği bir medrese olacaktı. Tıpkı Hz. Yusuf’un medresesi gibi…
İki yanında, gardiyanlarla ilerledi Sevda Hanım. Sonunda yine kilitler, kapılar açıldı ve içeriye alındı. Yenidünyasının sakinleri, bir masanın etrafında sıralanmıştı. Onu görür görmez “Hoş geldiniz!” diyerek kalktılar. Koğuş arkadaşlarına gülümseyerek, dikkatle baktı.
İşte o anda… O anda, çok garip bir şey fark etti. Öylesine derinden sarsıldı ki!
Karşısındaki tablo, aslında çok tanıdıktı. Bu hanımlarla ilk kez değil, ikinci kez karşılaşıyordu…
Gecenin bağrında geldiği bu mekânı, meraklı gözlerle süzdü Sevda Hanım. Kalın duvarlar, demir kapılar, kilitler, sessiz koridorlar… Koridorlarda ilerledikçe renkler kayboluyor, griliklerle kaplı bir girdabın içine çekiliyordu. Gökkuşakları, kurşuni bulutların ardına, bir daha çıkmamak üzere saklanıyordu sanki.
Copyright © 2023 Süreyya Kitap. All Rights Reserved.